SU YALITIMI & DRENAJ

EKİNEXPO Mimarlık&Mühendislik

          EKİNEXPO Mimarlık&Mühendislik olarak binanın çatısından temeline kadar yalıtılıp korunmasına önem veriyoruz ve burada bunun önemine binaen siz değerli müşterilerimize kısa tanım ve ana hatlarıyla bilgiler sunmak istedik.

SU YALITIMI UYGULAMASI NEDİR

          Kontrol edilmemiş su, konutlara zarar veren en önemli unsurlardan birisidir.  Konutlar yağmur, kar, toprağın nemi, zemindeki yeraltı suyu gibi dış kaynaklı sular ve tesisatlarda ki arıza nedeniyle kaçaklardan kaynaklı (mutfak, banyo, lavabo, wc vb. gibi) içten kaynaklanan su problemlerine maruz kalmaktadırlar. Konutlarımızı ve konforumuzu tehdit edebilen bu sulardan korunmak için yapılan işlemlerin bütününe su yalıtımı uygulamaları denir.

SU YALITIMI, KAPİLER SU, POZİTİF VE NEGATİF BASINÇ

          Konutları tehdit eden kontrolsüz sular, betonun içerisine nüfus ederek taşıyıcı kısımlarda yer alan demirlerin paslanıp çürümesine ve taşıma kapasitesinin zayıflamasına yol açar. Bu sular aynı zamanda, betonun çürümesine ve çatlamasına da neden olmaktadır.
     Su yalıtımı uygulamaları sayesinde, güvenli konutlara sahip olmakla birlikte; bakteri ve küf oluşumunun engellenmesi ve böylece sağlıklı, konforlu yaşam ortamlarına sahip olmamızda sağlanmaktadır. Su yalıtımı uygulamaları yapıya suyun sızma ihtimali olan alanlarında yapılmalıdır. Bunlar; toprak ile temas eden, peyzaj kotu veya aşağısındaki duvarlar, temeller ve zemine oturan döşemeler, suyun yapı dışında birikebileceği veya suyun basabileceği seviyenin altındaki dış duvarlar, balkon, teras ve eğimli çatılar ile banyo, lavabo gibi ıslak hacimli alanlar olarak sıralanabilmektedir.
     Su yalıtımının bir diğer uygulama alanı da suyun içerisinde kalmasını istediğimiz su deposu, suni gölet ve havuz gibi yapı alanlarıdır. Buralarda kullanılacak olan yalıtım malzemeleri canlı sağlığına zarar vermeyecek özel üretim yalıtım malzemeleri olmalıdır.
     Su yalıtımı uygulamalarında; polimer bitümlü ya da sentetik örtüler ve sürme (bitüm esaslı, çimento esaslı, akrilik esaslı, silikon esaslı, solvent katkılı,  çift veya tek bileşenli vb.) su yalıtım malzemeleri kullanılmaktadır. Yalıtım uygulamaları ile konutlarınıza nüfuz etmesi engellenen suyun ortamdan, yapıdan uzaklaştırılması için süzgeçler ve yağmur suyu drenaj boruları kullanılır.
     Bir yapının suya ne şekilde maruz kaldığı, su izolasyonunda önemli bir diğer noktadır. Suyu kapiler olarak mı bünyesine almaktadır, yoksa pozitif ya da negatif bir basınç altında mıdır? Zemin suyu mu yoksa yağış mı binayı etkilemektedir. Kısaca bunlara bir göz atalım;
KAPİLER SU
     Yüzey gerilimi dar kılcal tüplerde sıvıların yükselme ve alçalması olayıdır. Kılcallık bir sıvının çok ince borularda veya küçük gözenekli ortamlarda hareketidir. Kapilarite katı ve sıvı iki farklı malzeme içerisindeki moleküler arası çekimin sonucunda gerçekleşir. Burada kohezyon ve adhezyon kuvveti etkilidir. Su moleküllerini bir arada tutan kohezyon ve katı ortama tutunarak ilerlemesini sağlayan adhezyon kuvvetleri, kapilaritenin mekanizmasını açıklamaktadır. Suya değen bir havluda suyun yükselmesi buna bir örnektir. 
POZİTİF BASINÇ
     Çevremizde su iki farklı davranış halinde bulunur. Bu iki hali yapıya etki eden sularda da görmekteyiz. Bunlar dinamik ve statik hallerdir. Suyun bir yerden başka bir yere gidişi sırasındaki hali dinamik haldir ve hidrodinamik denilen denilen hidroliğin bir alt bilim dalınca incelenir. Hareket halindeki akışkanları konulan bu bilim dalı mühendislik uygulamalarında oldukça yaygın kullanım alanına sahiptir. Hidrostatik ise bir diğer alt birim dalı olup durağan halde bekleyen suyun davranışıyla ilgilenir. Su yalıtımı kapsamında en çok karşılaşılan hal de durağan veya statik haldir. Bir sıvı durağan halde iken basıncı ve yoğunluğu bilinmesi gereken en önemli iki özelliktir.
     Yoğunluk, bir maddenin birim hacminin ağırlığıdır. Birimin gr/cm, kg/dm3, ton,m3 vb. olabilir. Sıvılar için sıklıkla bir maddenin suya oranla yoğunluğu demek olan özgül ağırlık kavramı kullanılmaktadır. Basınç, birim alana düşen kuvvet olarak tanımlanabilir. Bir sıvının kendisini çevreleyen cidarın belli bir birim alanına yapmış olduğu basınç, sıvının özgül ağırlığıyla o birim alanın serbest sıvı yüzeyine olan mesafesinin çarpımı kadardır. Burada bir önemli nokta ise, katılardan farklı olarak sıvılar uygulanan basıncı etki ettikleri tüm yüzeylere iletirler. 
     Binalara uygulanacak olan su yalıtımının yapı ile su arasında yer alması tercih edilmelidir. Suyun yapı ile buluşmasını engellemesi en doğru çözümdür. Bu şekilde yapılan su yalıtımına pozitif su basıncına karşı yapılmış yalıtım denilmektedir.
NEGATİF BASINÇ
     Binaya uygulanacak olan su yalıtımının yapı ile su arasında değil de yapının su ile yalıtım arasında bulunması durumunda su basıncının negatif su basıncı olarak adlandırılması söz konusudur. Negatif su basıncına karşı yapılan yalıtım yapı kullanıcılarını korumakta fakat yapıyı korumamaktadır. Bodrum kat gibi yer altında kalan kısımların bina içerisinden yapılan su yalıtımı sonucunda  yapının suyu kolaylıkla bünyesinden atamamasına bağlı olarak kuruma süresi uzamaktadır. Bu durum korozyon gibi yapı malzemelerinin bozulmasını hızlandırmaktadır. 
     Negatif su basıncı yalıtımı genellikle yalıtımsız olarak tamamlanmış ya da yalıtımı doğru yapılmamış ve yapı dışından tekrar yalıtımın yapılamayacağı durumlarda uygulanmaktadır. Temel bohçalaması yapılmamış binalar, su yalıtımı yapılmamış bodrum katlar, sığınaklar bunlara örnek olarak gösterilebilir.   
SU YALITIMI VE DRENAJ:
          Drenaj konutları temellerde, yüzeysel ve yeraltı sularının yol açacağı zararlardan korunmak amacı ile yapılan su ve nem yalıtımı yapabilen özel bir uygulamadır. Genel amacı, temellere sızan her türlü suyu izolasyon yapılarak, toplanan yeraltı, yüzey ve sızıntı sularının yanı sıra kar ve buzun erimesinden oluşan suları toplayıp yapıdan uzaklaştırmak, bu sulardan binayı korumaktır.
     Eğer konutun temellerinde su yalıtımı yapılmamış, yanlış yapılmış veya eksik yapılmış yani yarım bırakılıp tamamlanmışsa, suya karşı koruma ancak perde duvarlarda yapılacak yalıtım katmanı ve binayı çepeçevre saracak drenaj hattıyla mümkün olacaktır. Drenaj hattının tıkanmaması bu tip yalıtımlarda büyük önem taşımaktadır. Drenajı çalışan bir yapıda çevre su seviyesi drenajın oturtulacağı temel seviyesinin altına indirilmektedir. Bu halde yapı toprak altı çeperi su zorlanmasından kurtarılmaktadır. 
Drenaj uygulamaları su izolasyonunda destekleyici, tamamlayıcı bir kalemdir. Drenajın hiçbir zaman tam bir yalıtım yerine geçmez. Her ne kadar drenaj işlemi modern malzemeler yardımıyla gerçekleştirilse de yalıtıma suyun ulaşma ihtimali bulunmaktadır. Esasen  temel su yalıtımı uygulamalarında drenaj  suyun tahliye edilip basıncını düşürme görevini üstlendiği kabul edilmelidir.
İÇ DRENAJ
     Dış drenaj yapma imkânı bulunmayan durumlarda bodrum katında yapılan drenaj şeklidir. Genellikle konutların merkezi yerinde bodrum döşemesi en az  2 m derinlikte ve 50×50 cm boyunda bir kuyu şeklinde yapılmaktadır. Kuyu harçsız moloz taş duvar olarak örülmekte ve üzeri sac ya da beton bir kapakla kapatılmaktadır. Kuyu üzerine, otomatik olarak çalışan bir su motoru yerleştirilmektedir. Bir ucu suyun döküleceği yere bağlanan ve su motoruyla da bağlantılanan bir su borusunun diğer ucu da kuyuya indirilmekte ancak boru, kuyu tabanından 15-20 cm yukarıda bırakılmakta ve ucuna da bir süzgeç takılmaktadır. Zeminden sızan su bodrumun taban seviyesinden 40-50 cm aşağıya kadar yükseldiğinde su pompası çalışmakta ve suyun dışarı atılması sağlamaktadır.
DIŞ DRENAJ
     İdeal tavsiye edilen drenaj tipidir. İç drenajdan farkı, konut çevresinde temel duvarından 50-100 cm kadar dışarıda ve temel tabanından 30-50 cm derinde %5-10 eğimli bir kanal açılmakta ve kanal tabanına genellikle 20 cm çapındaki beton ya da kil künkler-büzler 2-4 cm aralıklarla döşenmektedirler. Künklerin ek yerlerinin alt yarısı, çimento harcıyla kapatılmaktadır. Kanal, künk yüksekliğinin yarısına kadar kil ile doldurularak iyice sıkıştırılmakta ve kil dolgu ve künklerin önce iri, sonra ufak taş parçalarıyla, yüzeye yakın kısmı ise iri kumla doldurulmaktadır. Drenaj kanalının köşe yaptığı yerlerde, en az 50×50 cm boyutunda ve kanal tabanından 15-20 cm aşağıdan başlayıp, bahçe seviyesine kadar yükselen taş ya da beton rögarlar-bacalar yapılmakta, künkler bu rögarlara bağlanmakta ve en düşük seviyeli künk de dere, kanalizasyon vb. yerlere bağlanarak suyun binadan uzaklaştırılması sağlanmaktadır.
     Günümüz uygulamalarında drenaj da künk yerine delikli ve oluklu plastik PVC borular da kullanılmaktadır. Çapları 10-20 cm, boyları da 100 m’ye kadar olan bu borular, hafif ve işçiliklerin kolay olması bakımından tercih edilirler. Basit drenajlarda ise iri taş parçalarıyla, plaka taşlarla veya tuğlalarda da drenaj uygulaması yapılabilmektedir.
DRENAJ UYGULAMASININ AŞAMALARI
Konut çevresinde bulunan ve çalışmayı engelleyebilecek ağaç vb. bitkiler sökülerek uygun başka bir yere dikilmesi sağlanır. Kepçe veya el ile kazı işlerine başlanır. Ana rögara uzaklığı ve uzaklığın eğimi gözden geçirilir. Açılacak tranşenin ortalama derinliği 1.7 m olmalıdır. Genişliği için serbest çalışılabilir. Kazı, temelin alt seviyesine kadar yapılır. Bina duvarları temizlenip yıkandıktan sonra kurumaya bırakılır. Fazla hafriyat binadan uzaklaştırılarak döküm yerine gönderilir. Temel ve duvarların kuruması ile birlikte zeminde sıvı membran uygulamasına geçilir. PP3000 cam elyaflı ve keçeli  bir malzeme ile (Sürme esaslı bir malzeme tercihi de yapılabilir) ısıtma yardımı yapılarak ek yerleri 20 -30 cm olacak şekilde üst üste getirilir ve membran uygulaması yapılır.  100’lük drenaj borusu (projesine uygun kesitte) temelin üstüne veya temel kirişi altına yastıklama tekniği ile döşenmesine başlanır. Drenaj borusu üzerine geotekstil malzemesi serilerek mıcır dolgusu yapılır. Duvar su izolasyonu membranın zarar görmesini engellemek amacı ile su basman kotu ile drenaj borusuna kadar drenaj levhası yerleştirilir. Drenaj ve çatı inişleri ile yağmur suyu bacası bağlantılarının yapılmasına dikkat edilir. Açılan tranşenin doldurulmasına başlanır. Toprağı sıkılaştırma işleminin ardından, bina etrafına 50 – 80 cm genişliğinde tretuvar betonu yapılır. Tretuvar betonu üzerine tercihe göre mermer, karo taşı, seramik vb. malzemelerden biri süpürgelikleri ile beraber döşenir.